Afetler her zaman beklenmedik bir şekilde hayatımızın içine girer ve bizi derinden sarsar. Sadece insanlar değil, şirketler de bu olaylardan etkilenir. Depremin yıkıcı etkisi, markaların iletişim stratejilerinde yeni bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğini gösteriyor.
Deprem, sektörleri derinden etkiliyor ve toplumda hareketlilik yaratıyor. Tüketicilerin davranışları değişiyor, markaların ise bu değişime uyum sağlamaları gerekiyor. Sessiz kalan şirketlerin dezavantajı büyük olacak. Afet sonrası iletişime yeniden başlamak zorunda kalan markalar, müşterileriyle yeniden bağ kurmakta zorlanacaklar.
Ancak, afet zamanında sessiz kalmak doğru değil. Şirketlerin yeni bir amacı etrafında insanları toplaması gerekiyor. Yeni bir amaç belirlemek, şirketlerin daha güçlü bir iletişim stratejisi benimsemelerine yardımcı olabilir. Bu sayede fırtına azaldığında daha sağlam bir zeminde durabilirler.
Bu noktada, şirketlerin dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması için çalıştığını tüketicilere anlatmaları önem kazanıyor. Bir sosyal sorumluluk projesi ile iletişimi güçlendirmek, afet sonrası dönemde şirketlere belirgin bir avantaj sağlayabilir. Yeni destekçiler kazanmak, müşteri sadakatini artırmak ve tüketicilerin güvenini kazanmak, markaların afet sonrası dönemde başarılı olmalarına yardımcı olabilir.
Bu dönemde tüketiciler de farklı tepkiler verebilirler. Tüketiciler, afet dönemlerinde daha çok güvenilir markalara yönelebilirler ve bu nedenle markaların güven veren bir iletişim stratejisi benimsemesi önemlidir. Ayrıca, afet dönemlerinde tüketicilerin ürün ve hizmetlere daha fazla ihtiyacı olabilir. Bu nedenle, markaların afet dönemlerinde tüketicilere yardımcı olabilecek mesajlar vermesi ve ihtiyaçları doğrultusunda ürün/hizmet sunmaları önemlidir. Ancak markaların afet dönemlerinde izlemesi gereken strateji sadece tüketicilere yardımcı olmakla sınırlı değildir. Afet dönemlerinde markalar, topluma yardım etmek için farklı sosyal sorumluluk projeleri de başlatabilirler. Bu projeler, markaların hem topluma yardım etmesine hem de itibarlarını güçlendirmelerine yardımcı olabilir.
Afetlerin yıkıcı etkisi, insanları daha da birbirine yaklaştırıyor. Bu zorlu süreçte, şirketlerin de tüketicilerle birlikte hareket etmeleri gerekiyor. Dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması için hepimizin çabalaması gerekiyor. Birlikte çalışarak, afetlerin etkisini azaltabilir ve daha güçlü bir gelecek için adım atabiliriz.
Biz de bu yönde düşünerek, yakın zamanda ajans olarak afeti ve etkilerini incelediğimiz bir araştırma, analiz ve yönlendirme webinarı gerçekleştirdik. Bu webinara ulaşmak isterseniz aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.